SIFIR ZAM, SIFIR KAZANIM ALDIN HESABINI SORMALISIN….

Değerli kamu oyu ve sağlık çalışanı kardeşlerim

2020-2021 yılını kapsayan toplu sözleşme süreci kamu hakem kurulunun kararını açıklaması sonrasında tamamlanmıştır.  

    Sizlerin varlığıyla Yetkilendirilmiş konfederasyonla kamu çalışanları  hedeflenen enflasyon rakamlarına bile bakıldığında sıfır zamma mahkum edilmişlerdir.  Geçmiş son bir yıldaki kayıplarımızı dahi telafi edememiştir.

    Sadece Ankara’da iki saatlik sözde bir iş bırakma eylemi ile işportacıdan aldıkları üç beş liralık  cüzdanı bakanlık önünde  atanların Türkiye’de kamu sendikacılığının yüz karası oldukları bir kez daha net bir biçimde görülmüştür.Her platformda yetkili ama etkili olamadıklarını beyan eden sarı sendika yine memuru bir hiç uğruna masada satmıştır. 20 günlük toplu görüşmeleri kayıt altına almaktan aciz olan yetkili sendika topu taca atmış ‘’ne şiş yansın ne kabap’’ diyerek suya sabuna dokunmayanlar kervanında bir yer tutmuşlardır.

      Ne toplu sözleşme sürecini yürütebilmişler ne de memurun hakkını savunabilmişlerdir. Türkiye Kamu-Sen’in eylemse eylem gelin birlikte mücadele edelim, çalışanların kazanması için hep beraber ortak bir tavır koyalım” çağrılarına da kulak tıkamışlar Toplu sözleşme süreci bitince de ortalıktan sessiz sedasız kaybolmuşlardır.

      Sıfır zamma imza atanlar, hizmet kolumuza baktığımızda ise sıfır kazanım ile süreci bitirmişlerdir. Yeni hiçbir kazanım elde edemeyenler sıfırlanan döner sermaye, çalışanı memnun etmeyen yıpranma payı, düşük ücretler gibi temel sorunlar için hiçbir çaba göstermemişlerdir.  

     Sözleşmelilere kadro, hizmetlilere memurluk gibi temel beklentileri umursamamışlardır.  Temel talepleri geçtik göstermelik bile olsa bir tane dahi kazanım elde edemeyerek çaplarını göstermişlerdir.

    Sağlık çalışanları tükenmişlik sendromu içinde çalışma hayatını sürdürürken keyiflerine bakmayı makul görmüşlerdir.

     Yaşananlarla çalışanı düşünmeyen, sadece gemimiz yürüsün yeter mantığında olanların sağlık ve sosyal hizmet çalışanlarına bir şey veremeyeceği yine görülmüş, tarih tekerrür etmiştir.

     Tarihin tekerrür etmesi ne yazık ki ibret alınmamasının sonucudur. Çünkü çalışanlar kendilerine zulüm eden bu sözde sendikalara gerekeni yapmamışlardır.  At binenin kılıç kuşananındır.

Unutmayalım ki bir yerde zulüm varsa orda zalim ve zulme razı olan mazlum da vardır. Zulme rıza göstermeyenler olursa zulüm de olmaz. Çünkü zulmün tek taraflı  ortaya çıkması mümkün değildir.

Toplu sözleşme süreci bitti ise şimdi söz kamu çalışanlarında, sağlık çalışanlarındadır. Masada memurun hakkını hiç eden, toplu sözleşmeyi hüsranla bitiren bu yetkilendirilmişlerden hesap sormalıdırlar Ne zulme ne de zalime rıza göstermemelidirler. Milli Şairimiz Mehmet Akif ERSOY dizelerinde  insanlık onurunu ne güzel tarif etmiş .

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.
Biri ecdadıma saldırdımı, hatta boğarım!…
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.
Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!
Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!
Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…
İrticanın şu sizin lehçede ma’nası bu mu?

Basın açıklamama son verirken siz sağlık çalışanlarının ferasetine güvendiğimi bir kez daha yeniliyor saygılar sunuyorum

Serhat GÖKCE
Türk Sağlık Sen il Temsilcisi